8 Ağustos 2009 Cumartesi

5904 Sayılı Yasanın 22 inci maddesi ile gelen Özel Usulsüzlük Cezası uygulması ve Form Ba, Form Bs Hk.

Bilindiği üzere Bakanlar Kurulu 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun Mükerrer 257 inci maddesinin verdiği yetkiye istinaden bilanço esasında defter tutan mükelleflerin Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim (Form Ba) ile Mal ve Hizmet Satımlarına İlişkin Bildirim (Form Bs) bildirimlerinin yapılması yükümlülüğü getirmiştir. Anılan yasanın 350, 362 ve 381 Seri Nolu Genel Tebliğlerinde bu bildirim ve formların uygulama esaslarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

06/02/2008 tarih ve 26779 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Vergi Usul Kanununun 381 Seri Nolu Genel Tebliğ Uyarınca mükellefler mal ve hizmetin teslimini takip eden 2 inci ayın 5 inci günü mesai bitimine kadar bildirimlerini yine VUK nun 340,346, 357, 368 ve 376 Seri nolu Genel Tebliğlerinde bahse konu bildirim şekline uygun olarak yapmaları gerektiği açıklanmıştır.

Bildirimleri yapılması gereken Form Ba ve Form Bs 381 Seri Nolu tebliğ uyarınca Bilanço Esasına göre defter tutan mükelleflerin teslime konu mal ve/veya hizmetin KDV hariç tutarı 8.000 TL ve üzeri olanlar bildirimlerini her mükellef bazında ayrı ayrı bu tutarın altın kalan mal ve hizmet alım ve satımlarına ilişikin bildrimleri tebliğ uyarınca toplu olarak yapmak zorundadırlar.

Bildirimler 381 Seri Nolu Genel Tebliğin 1.1. Bildirimlerin Dönemi ve Verilme Zamanı bölümün 3 üncü fıkrası uyarınca 2008 yılı ve müteakip dönemler için aylık olarak verilme zorunluluğu getirilmiştir. Getirilen bu zorunluğa uymayan veya bildirimlerini doğru olarak yapmayan mükellefler için yine aynı tebliğ (381 Seni No'lu VUK GT.) hükümleri uyarınca 213 sayılı yasanın Mük.355/1 inci maddesi gereğince Özel Usulsüzlük Cezası kesileceği bildirilmiştir. (388 Seri nolu VUK Genel Tebliği uyarınca 213 S.K. -Mük.355/1 inci maddesine göre bilanço esasında 1.600 TL Özel Usulsüzlük Cezası öngörülmüştür. ).

Anılan tebliğ uyarınca düzeltmelerin bildirim süresi içerisinde yapılmadığı durumunda da geçerli olacağı açıklanmış ve bir dönem de Gelir İdaresi Başakanlığı tarafından Özel Usulsüzlük Cezası kesilmesi uygulanmıştır. Ancak Vergi ve Cezaların Kanunlarla açık bir şekilde bildirilmesi, ayrıca mükellefe tebliğ zorunluluğu bulunduğu (VUK Mük 355/2 inci maddesi gereğince mükellefe Özel usulsüzlük cezasının uygulanması için "bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyleilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmememesi veya eksik yada yanlış bilgi verilmesi veya defter ve belgelerin ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında kanun cezai hükümlerinin uygulması cihetine gidileceği ilgililere yazılı olarak bildirilmesi şarttır."denmektedir.) VUK amir hükümleri altına alındığıdan süresinden sonra verilen düzeltme bildirimlerine ilişkin cezai müeyyide, uygulaması VUK Kanununa aykırı (Özel Usulsüzlük Cezası; e-bildirge sisteminde otomatik olarak kesilmekte idi ve mükellefe bu cezai müeyyidenin uygulanmasıyla ilgili herhangi bir yazılı bilgide bulunulmamaktaydı.) olması sebebiyle Maliye bakanlığı tarafından ceza kesilmesi durdurulmuştur. 381 Seri Nolu Vergi Usul Kanununa göre 01/08/2009 tarihinden önce yasalara aykırı olarak kesilen Özel Usulsüzlük Cezalarının kanımca; Devletin haksız iktasabı olduğu, ve bu cezaların Anayasamızın 125/7 inci maddesi uyarınca kanuni faizleri birlikte mükelleflere iade edilmesi gerektiğini düşünmekteyim.

DÜZENLEME ŞİMDİ NASIL?

Hata; Maliye Bakanlığı tarafından bir dönem uygulandıktan sonra düzeltilmiş ve mükelleflerin yapmış olduğu bildirimlerin bildirim süresinden sonra Form Ba ve Form Bs lere ait düzeltmelerine ilişkin kesilen Özel Usulsüzlük Cezaları kaldırılmış, yani ceza kesme durdurulmuştur.

03/07/2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5904 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 22 inci maddesi ile 213 Sayılı yasanın Mükerrer 355 inci maddesi değişmiş ve mükeleflerin yapması gereken bildirim ve formların zamanında ve/veya doğru olarak yapılmaması durumunda cezanın uygulama esasları ilgili maddeye eklenmiştir.

İlgili düzenleme sadece bildirim ve formlar açısında yapılmış, beyannamelere ilişkin düzeltmeler bu kapsamda değerlendirilmemesi gerekmektedir (Zira beyannamelere ilişkin olarak, 213 sayılı VUK 'nun 116 ve müteakip maddeleri gereği ve anılan yasanın pişmanlık hükümlerine göre sonradan düzeltme verilmesi, başka bir ifade ile keyfiyetin mükellef tarafından bildirilmesi cezai sorumluluğu kaldırmaktadır.) .

İlgili düzenlemeye göre; bildirimde bulunulması gereken bildirge ve formların bildirim süresinden sonraki 10 gün içinde bir düzeltme verilmesi durumunda, herhangi bir cezai müeyyide uygulanmayacaktır. Ancak bu 10 günlük süreyi takip eden 15 gün içerisinde verilmesi durumunda 213 sayılı yasanın Mük.355 inci maddesinin 1 inci fıkrası uyarıca uygulanacak cezanın 1/2 si, bu süreden sonra verilenler için ise ilgili maddede öngörülen cezanın tamamı uygulanacaktır (Cezanın uygulanmasında; DÜZELTMENİN ister mükellef tarafından yapılan bildirimleri isterse de idare tarfından inceleme neticesinde ortaya çıkartılan tutarsızlıklar sebebiyle olması arasında fark olmadığı açıklanmıştır. Yani düzeltme verilmesi cezanın kesilmesi için yeterli olacağı açıklanmıştır. Yasaya eklenen bu düzenleme her ne kadar mevzuata uygun olarak düzenlense de 213 Sayılı yasanın 116 ve müteakip maddelerinde vergilendirmede ve matrahta yapılan hatalar sebebiyle verilen düzeltmelerin, anılan yasanın 371/5 inci maddesi gereğince mükellef tarafından yapılması durumunda cezai sorumluluk kalkmaktadır. Ancak herhangi bir şekilde Vergi ve matrahı etkilemediği bildirimlerde, yapılan hataların mükellef tarafından sonradan bildirilmesine uygulanan ceza çok yersiz bir düzenleme olduğu açıktır. Zira bu anayamızın 48 inci maddesi uyarınca devletin ticareti teşvik amacı gütmesi ve girişimceilere yapılacak işlemleri kolaylaştırması ilkesinede aykırı bir tutum olduğunu açıklamak gerekmektedir.).

5904 Sayılı Yasanın 22 inci maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca "Bilanço Esasına göre defter tutan mükellefler ile serbest meslek mensupları için 1.000 TL, ikinci sınıf tacirler, defter tutan çiftçiler ile Kazancı basit usule göre vergilendirilen mükellefler için 500 TL, bunların dışında kalanlar hakkında ise 250 TL olarak belirlenmiştir." Konumuz olan Form Ba ve Form Bs bildirimlerini bir örnek ile açıklayalım. Bildirim yükümlülüğü sadece Bilanço Esasına göre defter tutan tacirler için olduğundan A AŞ.nin Temmuz 2009 dönemine ilişkin bildirimini 05/09/2009 tarihine kadar yapması gerekmektedir. Temmuz 2009 dönemine ait düzenlenmesi gereken Form Ba ve Form Bs bildiriminin süresi içerisinde düzenlendiği varsayımı ile yapılan bu bildirimlere ilişkin düzeltmelerin ilk 10 gün içinde (15/09/2009 tarihinde kadar) yapılması durumunda hiç bir şekilde ceza uygulanmayacaktır. Ancak düzeltmelerin takip eden 15 gün içinde (30/09/2008 tarihine kadar) yapılması drumunda bu ceza 1/2 oranonda yani 500 TL olarak uygulacaktır. Düzeltmenin 01/10/2009 tarinden sonra yapılması durumunda ise ceza tam yani 1.000 TL olarak uygulanactır.

Bilindiği üzere Maliye bakanlığı her yıl Aralık ayında bir sonraki yıl için uygulanacak vergi kanunlarında belirlenen hadleri ve ceza tutarlarını bildirmektedir. 2009 yılı için öngörülen ceza tutarları 20/12/2008 tarih ve 27086 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 388 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile duyurulmuştur. Ancak 5904 sayılı yasanın 22 inci maddesi ile Özel Usulsüzlük cezaları 388 Seri Nolu VUK Genel Tebliğinde belirlenen 2009 yılı hadlerinide yeniden düzenlemiş ve ceza tutarlarında indirim yapılmıştır.

İzlenen maliye politikasını Meslek mensuplarının açısından değerlendirmek gerekirse ilgili mezuatları gereği asli görevlerinin (3568Sayılı Kanun Md.2/A-B) yerine işlerinin, mükelleflerin vermek zorunda olduğu bildirimleri takip etmek olması şeklinde mutasyona uğratan bir çarpık maliye politikası izlenmektedir. Hata ve yanılma yok sayılmakta ve hatta bildirimlerin zamanında yapılmaması gibi gülünç bir çok sebeplerden dolayı asgari ücretin açlık sınırları altında belirnenen ülkemizde, bu tutarın yajlaşık ve asgari olmak üzere 3 katı oranında ceza belirlemekte ve bu şekliyle bütçeye gelir (nakit) akışı sağlamaya çalışmaktadır. Bir başka ifadeyle de kayıtdışı ekonomiden kaybedileni bir nevzede olsa bu şekliyle tahsil etmeye çalışan yıldırmacı bir politika hem ekonomik hem de Anayasal olarak uygun bulunmamaktadır. (Zira, Anayasamızın 48 inci maddesi devletin ticareti teşvik etmesi ve buna uygun yasalar çıkarması gerektiğini ifade etmektedir.).

Bunun yanı sıra dikkat etmemiz gereken bir başka durum vukuu bulmuştur ki, bu da özel usulsüzlük cezasının uygulanmasında bir başka yükümlülük getirmiştir. Yasaya eklenen metin ile cezanın, Maliye bakanlığınca yapılan düzenleyici idari işlemler ile duyurulması durumunda ilgililere ayrıca yazılı bildirme zorunluluğu kaldırılmıştır. Yani; herhangi bir uygulamaya ilişkin uygulanacak özel usulsüzlük cezasının maliye bakanlığınca Genel Tebliğlerle ve/veya genelegeler vb. yollarla açıklanmış olması durumunda cezai müeyyide yasa gereği uygun ve açık olduğu ve bilindiği varsılayacağından cezai uygulama idare tarfından otomatik olarak tahakkuk ve tebliğ edilecektir.

Özcan GÜNDÜZ

Stajyer - S.M.M.M.