28 Ocak 2012 Cumartesi

BU NE PERHİZ, BU NE LAHANA TURŞUSU

Neden mi? Şöyle açıklamaya çalışalım.   5941 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun ve bu kanunun gerekçesi. (03.02.2012 tarih ve 28193 sayılı Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren.)

Bilindiği üzere kanun 5941 Sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılması Kanununda artık çek karnesi ve çek hesabı bulunan gerçek veya tüzel kişilerin sicil kayıtları, Adalet Bakanlığı bünyesinde tutulan adli sicil kaydından çıkartılıp, Merkez Bankasına devredilmektedir. Bununla birlikte keşide edilen (düzenlenen) çekin karşılığının bulunmaması durumunda uygulanacak hapis cezası kaldırılmaktadır. Böylece "çek mağdurları" olarak nitelendirilen karşılıksız çekten dolayı hapis cezası yatanların işledikleri suçun ekonomik olduğu ve yaptırımlarının da ekonomik olması gerektiği, işledikleri suça isnat edilen hürriyeti bağlayıcı suçların İnsan Hakları Evrensel Bildirimine aykırı olduğu vurgulanmaktadır.  

5941 Sayılı Çek Kanunu yürürlüğe girdiğinde çek karnesi verilen mükelleflerin düzenledikleri çeklerin bir kısım tutarı banka tarafından karşılanacağı, bu tutarın her yıl güncelleneceği ve çekin karşılıksız çıkması durumunda bankaca bu tutarın karşılanması zorunluluğu mevzuatımıza girmiştir. 

Uygulamayı mantık olarak doğru bulmakla birlikte sorumlu tutulan kısmın değişiklik ile 1.000 TL sına çıkartılması da kanımca yeterli değildir. 

Uygulamanın şu şekilde olması ticaret erbapları açısından daha nitelikli ticaretin gerçekleştirilmesine imkan sağlayacağı kanısındayım. 

Çek verilen gerçek ve/veya tüzel kişilerin daha önceden ödemiş olduğu çekler, yapmış olduğu ciro, ve/veya aktif büyüklük gibi bilgiler değerlendirilerek bakanlıkça belirlenecek kriterlere uygun miktarlarda (Örneğin; Gelir Vergisinde uygulanan artan oranlı Gelir Tarifesine benzer bir uygulama) bankalarca karşılanacak tutarın bakanlıkça belirlenmesi gerektiğidir.


Bakanlıkça belirlenecek çek tutarlarına Bankalarca kefalet edilmesi ve kefalet edilen tutarında çek üzerinde belirtilmesi gerekmektedir. Böylece yasa ile belirlenen 1.000 TL'sı minimum tutar olarak kalması uygun olacaktır. Böylece; hem bankalarca verilen çek karnelerin verilmesinde daha titiz hareket edilmesine sebep olacak, hem de çek karşılığı mal yada hizmet verenlerin, çeki düzenleyecek olan firmalar hakkında daha net bilgi edinebilmesi ve firmaların  güvenilir olup olmadıkları konusunda  yardımcı olacaktır. 

Zira Yasanın bu şekli yetersiz olduğu çok aleni. Bu durumda da reel piyasalarda ticaret hacminin daralmasına neden olacağı aşikârdır. 

Diğer taraftan çek yasasında değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısının gerekçesinde "ekonomik suçun cezasının  ekonomik olması" prensibinin 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda belirtilen ve her gün ayrı bir maddesiyle eleştirilen kanunun uygulamalarında ki hürriyeti bağlacı cezaların mevcudiyetidir. 

Eğer ekonomik suça ekonomik yaptırımların olması kanısı mevcut ise Türk Ticaret Kanunun yürürlüğe gireceği 01.07.2012 tarihinden önce acilen  yeniden düzenlenmesi veya kanunun yürürlüğe gireceği tarihin daha ileri bir tarihe ertelenmesi ve bu süre içerisinde kanun hükümlerinin yeniden düzenlenmelidir. Aksi halde başlık tam da yerini bulacaktır.


Özcan GÜNDÜZ